Tüm canlıların yuvası yani evi vardır, Her canlı kendi yuvasını yaşanılan bölgenin coğrafi ve  iklim şartlarına göre yapar ya da seçer.  İnsanların yaşayacağı evler, bu şartlar dışında kültür, örf, adet, gelenekler, inanç gibi ögelere göre de şekillenir.

Mimar , bölgenin iklim ve coğrafik şartlarını ,yaşayacak kişinin yaşam tarzı, kültür, örf, adet gelenekler, inanç gibi ögelerini düşünerek sanatla birleştirir ve evin tasarımını ortaya çıkarır. 

Mimar , en çok zamanımızın geçtiği mekan olan evlerde, nasıl daha sağlıklı ve konforlu  yaşanılırın cevabını verir. Konfor lüks değildir, bütçeye göre tasarımın en kalitelisini ortaya çıkarmak konfordur.

Ekolojik tasarım canlı ve cansız çevreye zarar vermeden yapılan tasarımdır.

Ekolojik mimarlık , evin sağlıklı olmasıdır. Kullanılan malzemeler ne derece insan sağlığına zarar vermeyen doğal içerikli malzemelerse ev o kadar sağlıklıdır.

 

Ekolojik mimarlık , evin sürdürülebilir olmasıdır. Tasarımın dönüşerek veya değişerek çöp haline dönüşmeden sürekli sürdürülebilmesidir.

Ekolojik mimarlık , evin karbon ayak izinin  az olmasıdır, yani çevreye minimumda karbondioksit salınımı yapmaktır.

O bölgede yetişen ağaç , o bölgeden çıkarılan taş , o bölgenin toprağından elde edilen kerpiç , o bölgenin malzemelerini içeren harç en sağlıklı ve sürdürülebilir dolayısıyla da , karbon ayak izi en az olan malzeme değil midir?   

Yani günümüzde çok  duyduğumuz ekolojik mimarlığın özü aslında geleneksel mimarlıktır.