Evlerimiz de yaşar…

Birinci aşamada oluşur. Bu oluşum sırasında coğrafi şartları düşünerek evimizi nereye koyacağız, arazimiz düz mü, eğimli mi , yaşam alanımızda hangi manzarayı görmek istiyoruz ? İklim şartlarına göre güneş ve rüzgardan ne kadar faydalanıyoruz ya da ne kadar korunuyoruz.

Karadeniz gibi güneş ve denizin zıt yönlerde olduğu bölgelerde tasarım yapmak , matematikte zor bir problemi çözmek gibidir. Yaşam alanı , yani en çok zamanımızın geçtiği salon+mutfak+balkon, hem denize bakıp , hem nasıl güneş alacak ? Bazen bu problemin çözümü olmuyor ve tercih yapmak zorunda kalıyoruz.

Evimizi inşa ederken kullanacağımız malzemeler neler ve bu  malzemeleri elde edilirken sarfedilen enerji ne kadar ve çevreye zararı nedir ?

İkinci aşamada evle birlikte yaşarız. Evde yaşarken ısıtma, soğutma , havalandırma için ne kadar enerji tüketiriz? Evde yaşarken soluduğumuz hava ne derece sağlıklı ? Kolay ısınma ve ısının korunması için yalıtım düşünülmüş mü? Kolay soğutma için güneşten yeterince korunulmuş mu ? Doğal havalandırma için evde hava sirkülasyon koridoru oluşmuş mu ? Ev bu ihtiyaçlar düşünülmeden yapılmışsa, enerji tüketimi artar.

Üçüncü  aşama evin ömrünü doldurmasıdır. Günümüzün en çok kullanılan malzemesi olan betonun ömrü en fazla 100 yıldır. Oysa taş,ahşap,kerpiç gibi geleneksel malzemelerle inşa edilmiş ve yüzlerce, binlerce yıldır ayakta kalan yapılar vardır. Beton sürdürülebilir bir malzeme değildir. Betonarme molozunu ortadan kaldırmak için demir ve betonu ayırmak gerekir ,bunun  için sürekli iş makineleri çalışır.Demir eritilerek geri dönüşümü sağlanır, beton molozunu da geri dönüştürmek , yok etmek mümkün olmadığı için günümüzde dönüşerek dolgu malzemesi olarak kullanılmaktadır.

Oysa geleneksel malzemelerle inşa edilen bir ev yıkıldığı zaman malzemeler rahatlıkla doğaya karışabilir ya da yeniden kullanılabilir. Bu da geleneksel malzemelerin sürdürülebilir olduğu gösterir.

Evlerimiz de yaşar ama ekolojik tasarım ilkelerine ne kadar uygun olursa o kadar sağlıklı yaşar. Evlerimizin bu üç aşamalı yaşam döngüsü ne kadar ekolojik olursa , hem sağlıklı binalarda yaşayarak bunun konforunu süreriz hem de dünyamıza zarar vermeden , dünyamızla uyum içinde yaşarız.