Plastik atıklar sarı, kağıt atıklar mavi, cam atıklar yeşil, metal atıklar kırmızı, evsel atıklar siyah… Evrensel bir dil değil mi renk?
Gelelim konumuza… konumuz renk değil çünkü henüz damacalarımızı boyayamadık . Çöplerimizi ayrıştırmaya başladıktan sonra evden daha az çöp çıkmaya başladı bu işin iyi yanı, kötü yanı ise evde daha çok çöp birikmeye başladı.
Kağıt ve plastikleri kafedeki sobada yakarız, tutuşturmalık olarak kullanırız dedik, bebek bezini napcaz ya peki ,bekletsen kokar yaksan yine kokar. Evsel atıklarla daha önce bahçede kompost yapma maceramız vardı, boş damacalara bir sıra evsel atık, bir sıra toprak koyup biriktirip tamamlayamadığımız bir kompost maceramız vardı bu sefer kompost işini tam öğrenmeliydik ki , bahçemiz de varken evsel atıklarımızı kompostta değerlendirmeliydik.Birikti iyice evsel atıklar ama azalarak birikti , çay ve kahve artıklarını bitki diplerine dökmeye başladım, annem de çayı hiç çöpe atmazdı, hava ne kadar soğuk olursa olsun köydeyken gider bahçenin bir köşesine dökerdi öyle yapmaya başladım ben de, ne kadar soğuk da olsa bir hava alınıyormuş iyi geliyormuş meğerse, sonra tavuğumuzun yiyeceği şeyleri günlük olarak gidip tavuğa vermeye başladım. Gitmeye üşenir biriktirirdim, kötü olurdu bazen çöpe dökerdim tavuğun yemeklerini.
Attık çöpe sonunda artık kokmaya başlayan daha fazla evde tutamadığımız evsel atıkları ve bebek bezlerini. Evsel atık sorununu çözmek, en aza indirmek hatta sıfırlamak için kompost çeşitlerini öğrenmek ve bize en uygun kompostu seçmek şart oldu artık.
Ekolojik hayata geçiş maceramızın başladığı dönemde , evden boşaltmam ve başka eve taşımam gereken malzemeler vardı.
Devasa bir gardolap düşünün içinde ve üstünde yıllarca belki bir gün lazım olur saklanmış ve birikmiş onlarca kutu, kağıt, plastikler, kumaşlar…onları saklayan kutu olan gardolap evden gidince hepsi evin ortasında kaldı, hiçbirini koyacak yerim yok çünkü hiçbirinin ait olduğu bir yer yok ve aslında fark ettim ki hiçbirine ihtiyacım yok.Sadece yıllarca o kutuyu çok irdelememişim, arada lazım olanları almışım.
Evin ortasındaki kütle ne geri dönüşüm damacalarına sığar, ne de bu aşamadan sonra onları çöpe atabilirim. Rejime başlamayı ertelemek gibi değil, aman bugün de yiyeyim de yarın başlarım ya da devam ederim demek gibi değil ekolojik hayata başlama kararı, bugün atayım bu çöpleri görmeyeyim de yarın tertemiz başlarım diyemem artık. Evde biriken kağıt ve plastiklerimi ne yapacağımı bile bilemezken oldu mu sana kırk misli atık …
Aldım elime teknolojiyi ve yazdım, ‘’ordu geri dönüşüm’’ çok doğru kelimeleri yazmışım. Ordu Geri Dönüşüm diye bir geri dönüşüm fabrikası varmış ve işin can alıcı noktası da evde biriken atıkları arayınca gelip alıyorlarmış. Şimdi ihtiyacım olmayan ve uzun bir süre de olmayacağını düşündüğüm evdeki dönüşmeyi bekleyen tüm atıklarımı ayırıp almaları için arayacağım fabrikayı.
Ekolojik hayata geçiş maceramızda yolumuz elbet bir gün ‘’Minimalizm’’ ile kesişecekti biliyordum ama bu kadar erken olacağını bilmiyordum.